Kurumsal çalışma hayatım boyunca  yöneticiliğini yaptığım satış ekiplerinde satışçıları sıkıştırdığım, onlara baskıyı hissettirdiğim durumlar iş takibinin dışında nadirdir. Ancak en çok rahatsızlık verdiğim konu şüphesiz  satışta yaratıcılık kavramıydı. Öyle ki onlara satışları arttırmaları için özel proje hedefleri verir, aktivite adı altında yaratıcılık ve yenilik planları yaptırırdım. Belirli periyotlarda ve dönem sonlarında bu proje hedeflerinin yapılıp yapılmadığını kontrol eder satışa olan katkılarını ölçerdim.

Bu planlamalar, bu istekler tamamen liderlik inisiyatifi, yönetici kültürü ve ekip motivasyonu sınırlarını aşamazdı. Zira bunun için bazen  hem ekstra bir bütçeye hem de organizasyonun anlayış iklimine ihtiyaç duyulurdu. Tabii aradan seneler geçti. Ve anladım ki… Bu işlerin akıl hocalığı kısmına geçmek için özel bir yetenek, güçlü bir bakış açısı gerekiyor. O yüzden bu konuda ahkâm kesmek istemiyorum. Zaten haddim de değil. Ancak bu işin daha profesyonelce ele alınması gerektiğini düşünmekteyim.

Geçenler de Dünya’ca ünlü bir iş ve hayat okulunun eğitim programına katılmam ile bu konudaki ufkum daha da gelişti diyebilirim. İşte bu gelişmeyi bu yaratıcılık ve yenilik kavramını satışı yaşam biçimi haline getirmiş, işine gönül vermiş okurlar için satışla bütünleştirdim ve onlarla  paylaşmak istedim.

Bakın konunun uzmanları yaratıcılık ve yenilik kavramı için neler söylüyorlar…

“İş yaşamında yaratıcı fikirler kadar uygunlukta önemlidir. Yaratıcı bir çalışma başkaları tarafından değerli algılanmalıdır. Yaratıcılığı hâlâ ilahi bir esin kaynağı gibi görenler var olsa da uzmanlar orijinallik, esneklik, fikir akıcılığı, problem çözümüne duyarlılık ile üstün yetenekli azınlıklar tarafından yapılan bir anlayış olarak görmektedirler”  Ancak ben üstün yetenekliler kısmına pek katılmıyorum.  Satış eğitmeni olarak benim benimsediklerim ise bunlara ek olarak tecrübe, araştırma ve sonuca odaklanmanın yaratıcılık becerisini kolaylaştıracağı yönündedir. Ancak organizasyon kültürü ve bu iklimde yer alan şartlar da satışta yaratıcılığa destek olmaktadır.

Örneğin, satış kadrolarında yaratıcılık ortamına ne çok düzenli bir iş ortamı ne de çok düzensizliğin başarı getirmediğine defalarca şahit olmuşumdur. Ancak kaotik bir ortam satışta yaratıcılık için  her zaman işe yarar. Sürekli iyileştirme ve küçük bir yenilikle satışta yaratıcı iş modellerine ulaşmak mümkündür. Hatta çoğu kez bütçesiz dahi sonuca gidilebilinir. Yeter ki araştırma, problem çözümüne duyarlılık ve satış tecrübeniz olsun.

Önemli olan konvansiyonel bilgelik ve küçük bir yeniliktir.

Ali Kayacan